6 Mart 2008 Perşembe

.......................


Düşündüm...

Düşündüm...

Daldım iyice. Neyi düşündüğümü dahi bilmeden daldım düşüncelere. Kendime geldiğimde vakit hayli ilerlemişti. Gözlerim kanlanmıştı uykusuzluktan. Öylece kalakalmıştım düşüncelerle yapayalnız. Kalktım bir bardak su içtim. Ama gelemedim kendime sıyrılamadım beynimdeki düşüncelerden. Sonra gittim buz gibi suyu yüzüme serpiştirdim biraz daha iyiydim sanki, kafam dağılmaya başlamıştı. Oda'ya geçtim yine oturdum elime bir kitap aldım okumaya çalıştım ama okudukça düşündüm, sayfaları çevirdikçe düşüncelere gömüldüm sanki. Yok olmuyordu düşüncelerden arınamıyordum, ne düşündüğümü dahi bilmeden düşünüyordum çünkü. Beynim yorgun düştü anlamsız düşüncelerle boğuşmaktan ki uyuya kalmışım.

Yaslandığın yerde düşüncelerle uykuya dalmak kadar hafif bir duygu yokmuş bunu anladım. Uyumayı düşünmeden uykuya dalmak garip ama güzel oluyormuş.

Yalnız anlamadığım bedenim mi ruhum'muydu yorgun olan...

Çünkü uyandığımda korkunç bir ağırlık hissediyorum bedenimde, sanki üstümden araba geçmiş gibi oluyorum :) Sanırım ben yaşlanıyorum haaa bu bedenen bir yaşlanma değil ruhen :)

Hayat dolu bir insanken böyle iç karartıcı anlar yaşamaya ben bile anlam veremiyorum açıkcası :) Kendimi tanıyamıyorum bazen. En çok merak ettiğim her insan'ın kendiyle bir boğuşması olup olmadığı ben bu aralar içimde ki benle çok sık boğuşuyorum da :))

Bakalım kim galip gelecek... :)

1 Mart 2008 Cumartesi

İşte öyle birşey...

Gecenin aydınlığını göremem sensiz.

Uzak kalır bana türküler sessiz.

Kuşlar yuva yapmaz artık çatıma.

Sen olmayınca hasret çöker kapıma.



Sen benden gidersen eğer,

Hasreti zincir yaparım boynuma.

Yüreğime sararım sevdamı ,

Dolanırım yalnızlıklarda.



Sevda dediğin acı çekmektir.

Adı ya sen'dir ya sensizliktir.

Sensizlik demek bile seninledir.

İşte öyle birşeydir...