18 Aralık 2009 Cuma

Nasıl mı seviyorum?


Nasıl mı seviyorum?
Seviyorum işte, küçük bir çocuğun ellerini tutmak gibi seviyorum hemde. Aynı öyle seviyorum, bir o kadar küçük ama sıcak, güvenli, huzur dolu bir halde seviyorum. Deniz kenarında kıyıya vuran dalgalar gibi seviyorum, deli deli, hırçın, köpük köpüğe çoşan sevdamla seviyorum. Güneşin yakıcı, ısrarcı, tutsak turuncusu gibi seviyorum. Kalemimdeki siyah gölgeler gibi seviyorum. Gecenin zifiri karanlığındaki gibi karanlıklarımla, esrarımla seviyorum.
Gözünden akan bir damla yaş misali bir anlık değil sevgim, sevmenin ne demek olduğunu ben çok iyi biliyorum ama anlatamıyorum... Sadece tarif ettim...

1 Aralık 2009 Salı

Aşkımın,Eşimin,Canımın Doğum Günü...



Bugün hayatımın anlamının doğum günü. Seni çok seviyorum bitanem. İyi ki doğmuşsun ve benim eşim olmuşsun :) Nice yıllara tatlım...

26 Kasım 2009 Perşembe

İYİ BAYRAMLAR :))


Bütün arkadaşlarımın kurban bayramını kutluyorum. Tüm sevdiklerinizle sağlıklı ve huzurlu bir bayram geçirmenizi diliyorum. Benim misafirlerim var kayvalidemler geliyor sanırım 4 gün yokum :) Fırsat bulup bloguma bakabileceğimi sanmıyorum kaçamak yapabilirsem ne mutlu :) Tekrar iyi bayramlar arkadaşlar. Sevgiler...

24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenler Günü ve Kardeşimin Doğum Günü :)







Bugün hem çok değerli öğretmenlerimizin günü, hemde sevgili kız kardeşimin doğum günü. İnşallah birgün kız kardeşim de öğretmen olur ve bu güzel günü her iki anlamdada kutlamış olur :))
Bizi yetiştirmekte emeği geçen tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. Emeğiniz çok fazla...
Ve sevgili kardeşim, doğum günün kutlu olsun sen şuanda okuldasın :) akşama kutlama yapacakmısınız hiç bilmiyorum. Ama ben hediyeni aldım henüz sana gönderemedim en kısa zamanda göndereceğim. Bu yazıyı yazıyorum sen şubat tatilinde yanıma geldiğinde sana da okutacağım :)
Aramız her ne kadar sıkı fıkı olmasada seni seviyorum biliyosun :))
İyi ki doğdun, iyi ki 10 yıl sonra pabucumu dama attın :))))

18 Kasım 2009 Çarşamba

6 Ay Sonrası Ve Bir Mim :)))


Yazıma besmele çekerek mi başlasam ne yapsam :)) Cinlerimi dağıtayım istiyorum :) Ki kendileri hayatıma yerleştiler 6 aydır gelemedim kendime. Şimdi fark ettimde yazmak ne iyi geldi :) Hadi hayrılısı...
Evet asıl konumuza dönüyorum sevgili arkadaşım Berrin sevdiğim ve sevmediğim kokular hakkında mimlemiş. Bende birkaç günlük rötardan sonra daha fazla geciktirmden bugün, hemen, şimdi yazayım dedim :))

İlk olarak sevmediğim kokuları yazmak istiyorum sonu güzel olsun diyerek...

İlk aklıma gelen ter kokusu oldu kazara yanımdan geçerek arkasına o berbat kokuyu bırakanlardan nasibi almak hiçte hoşuma gitmez. Küf kokusunu da hiç sevmem. Ayrıca ekşimiş süt tarzı kokulardan tiksinirim. Bu arada et yemeğinin pişerken yaydığı koku ve yanık kokusuda midemi bulandırır. Rakı kokusu berrinin dediği gibi benimde tüylerimi ürpertiyor :)) Düşünüyorum ama sevmediğim kokular çok değil sanırım yada şuanda aklıma bu kadar geldi :)

Gelelim sevdiğim kokulara, hazır olun bunlar bir hayli fazla çünkü :)))

İlk olarak aklıma gelen hastası olduğum misss gibi Türk kahvesi, dayanamadığım lezzet bitter çikolatamın kokusu, vanilya kokusu, tarçın kokusu, çiçeklerden gül ve karanfilin kokusu, oğlumun, canımın kokusu içime çeksem doyamayacağım bir koku onunkisi...
Denizin o serin kokusu, uhu, aseton, benzin kokusu [ tinerci değilim merak etmeyin :))) ] parfüm kokuları, salatalık, domates kokusu, çam kokusu, muz kokusu, kavun kokusu, çilek kokusu, yaprak sarmasının kokusu ımmmm :), yağmurun toprakta bıraktığı koku, Şarap kokusu içmeden sarhoş olurum :)) Birde yaptığım bulgur pilavının kokusunu içime çekerim hep :)
Deterjan koklarına da severim. Sanırım bu kadar, aklıma şimdilik bunlar geldi. Berrin'ime çok teşekkür ediyorum bu güzel mimi için. 6 ay aradan sonra beni tekrar bloğuma kavuşturdu :))
Beni oldukça düşündüren bir mim oldu :) zevk aldım yazarken.
Sevgiler hepinize......






10 Mayıs 2009 Pazar

Anneler gününüz kutlu olsun...


Tüm annelerin bu güzel gününü kutluyorum. Allah yavrularınızdan ayırmasın. İyi ki annemiz var, iyi ki anneyiz...

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Kuzum 3 Yaşında :)


Dün bir türlü fırsat bulup yazamadım bloguma. Dün kara kuzumun doğum günüydü. 7 Mayısı 08.05.2006'ya bağlayan gece 00:30 da aldım oğluşumu kucağıma. Daha dün gibi... 29 haftalık doğmasına rağmen gayet sağlıklı bir bebekti. Anlaşılan iyi beslemişim :))) Şimdi kocaman oldu. Zaman hızla geçiyor anlaşılan :) Küçülüyor kıyafetleri, her yıl bir sürü kıyafeti rafa kaldırıyorum :) Bizlerde bir değişiklik yok tabi ki olsa olsa kavuşmayan pantolon belleri oluyor nedense :))) Neyse nerden nereye geçtim :)
Özel bir planımız olmadı dün akşam ama kendim pasta yaptım oğluşuma 3 tane mum diktik üstüne 2 kez yakıp üfledik :) oyun haline getirdi mumlara üflemeyi :) Hediye olarakta parka gittik bugün. Zira oyuncak araba almaktan evimiz galeri haline geldi nerdeyse bu nedenle oyuncak almaktan vazgeçtik. Ve böyle daha mutlu oldu.
Pastamızın resmini çekmek aklıma gelmedi ama kuzumun kreşte çekildiği son resmi ekleyeceğim yazıma :) Kreş dönemleri bitti geçen hafta biz zaten son 2 haftasına katılamamıştık. Porselen tabaklara resimlerini basmışlar çok güzel olmuş. Çarşamba günleri veda eğlenceleri vardı bütün kreş öğrencilerine birer boyama kitabı ve o tabakları hediye ettiler. Son olarak iyi ki oğluşumu dünya ya getirmişim diyorum. Ve herkesin bu duyguyu tatmasını diliyorum.

Canım oğlum seni çok seviyorum... Ömrüm senin ömrün olsun....

5 Mayıs 2009 Salı

Ben Geldimmmm.


Evet 2 hafta su gibi akıp geçti ve ben nihayet evimdeyim. Çok özlemişim evimin her köşesini, içimdeki kıpırtıyla kucaklaştım eşimle yuvamla kısa bir ayrılıktı ama başkaydı bu defa. Burnumda tüttü derlerya aynen öyle oldu işte eşimde evimde burnumda tüttü 2 hafta boyunca. Aile olmak ne demek bir kez daha anladım bu kısa ayrılıkta :)
İki parça eşyan neredeyse orasıymış meğerse yuvan ana baba ocağından çoktan kuş olup uçmuşum ben. Sadece arada bir kısa bir göç ediyorum artık oraya. Ayaklarımın yere bastığı yer eşimin olduğu yermiş meğer. Bu öyle güzel bir duygu ki...
Öyle böyle 2 hafta geçti dediğim gibi yeniden evimdeyim. Vakit buldukça blogumla ilgileneceğim. Yarında hıdırellez :) güzel dileklerinizi, niyetlerinizi istemeyi unutmayın bu akşam gün batmadan önce :) Güllerin dallarına, akarsulara gönlünüzden geçenleri yazdığınız kağıtları asın, atın. Bütün dileklerinizi gerçek olması dileğiyle. Sevgiler...

16 Nisan 2009 Perşembe

Pazara Yolcuyum :) ( Rötardan sonra )

Evet 3 gün sonra memleketime gidiyorum kısmetse :) Ailemi özlemiştim geçtiğimiz kurban bayramı görüşmüştük en son. 4 ayı geçti nerdeyse. Onlarda Soykan'ı özlemişler gel gel diye ısrar ediyorlardı ne zamandır. Aslında 1 hafta önce gidecektim yani geçtiğimiz pazar günü gitmeyi planlıyordum ama Soykan'ın üst dudağı şişti perşembe akşamı. Ön dişini yarısı kırılmıştı dişi inceldiği için, başlarda rahatsız etmemişti ama son birkaç gündür ağrıyo diyordu. 2-3 güne de çıktı neden ağrıdığı perşembe akşamı şişiverdi üst dudağı bayağı bir şişti burun altına kadar. Ağrıyo dediği zamanda doktora götürmüştü doktor şimdilik birşey yok şişerse getirin demişti tabi şişince cuma günü doktora gittik hemen. Antibiyotik verdi hafta sonu kullanıp pazartesi tedavi uygulayacaktı. Şişi indi hafta sonunda pazartesi günü gittik tekrar ama kanalı kapalı dedi. Burada açamazmış bir daha şişerse Bursa'ya sevk alıp gideceğiz tedavi için. Soykan kanal tedavisine nasıl dayanacak bilmiyorum. Umarım bir daha şişmez 3-4 yılı atlatsak ikinci dişleri gelse böyle olmaz. Ama çok zor bir hafta geçirdik geçen hafta. Tedavisi bu şekilde sonlanınca bende bu hafta sonu gitmeye karar verdim. Kısa bir rötar yaşadım ama kısmetse pazara yolcuyum :) Herşeyin başı sağlık gerçekten.
Mayıs'ın ilk haftası dönmeyi düşünüyorum. O zamana kadar yokum. Kendinize iyi bakın.
Görüşmek üzere arkadaşlar...

Sevgiler.

8 Nisan 2009 Çarşamba

Smart Blogger Ödülleri...


Sevgili Blog arkadaşım Neslihan ''Yaşadıkça'' beni bu ödüle layık görmüş :) Kendisine çok teşekkür ediyorum. Smart Blogger ödülüne benimde layık gördüğüm arkadaşlarım var elbet. Aslında hepsi layık biliyorum ki çünkü her blog bir emek demek. Ben birkaç arkadaşıma bu ödüllleri dağıtıyorum diğer bütün arkadaşlarıma da gönülden bir ödül veriyorum :))

Smart Blog Ödüllerinin dağıtım kuralları:
* Ödülü verenin linkini yayımlamak.
* Ödülü verdiğin kişilere mutlaka haber vermek.
* Bu ödülü verdiğin blog sahibinin linkini vermek.


Bende bu ödülümü :
* Bana-Dair
* Muhabbet Çiçeğim
* Tatlı Şurubum
arkadaşlarıma vermek istiyorum :)

Sevgiler Hepinize...

3 Nisan 2009 Cuma

İlk Yağlı Boya Çalışmam :)





Oğlumun Tugay'daki 1 saatlik kreş eğitimi sırasında bende vakit geçirmek amacıyla Tugay'ın verdiği resim kursuna katılmıştım. Günde 1 saat çalışarak resim yapmak gerçekten çok zormuş :) Elimin acemiliğinden olsa gerek iki çiçek boyayıp eve geldiğim günler çok oldu. Ama şükür bitti. Oysa ben hiç bitiremeyeceğim sanmıştım :))
Birkaç resim ekledim, yorumlarınızı bekliyorum. Her türlü yoruma açığım :))
Özellikle Berrincim senden bir usta olarak 10 üzerinden bir puanlama bekliyorum ona göre :)
Dediğim gibi zar zor bitirdim aslında daha üzerinde çok oynanacak yeri var baktığımda görebiliyorum ama nedense her düzeltmeye kalktığımda karmakarışık yaptığım için artık ellemekten korktum ve yeter bu kadar dedim, yoksa olandan da olmak vardı hani :))
Daha önce pastel ve kuru boyayla bu tarz çalışmalarım olmuştu ama yağlı boyayla ilk kez çalıştım. Sevdim ayırca da :) Birkaç resim daha yapmayı düşünüyorum. Bu resmin çizimini de bir fotograftan bakarak tuâl'a geçirdim. Belki bundan sonraki resimlerin çizimleri bana ait olur :)
Pazartesi ahşap boyamaya başlayacağım. Elimde bir çikolata kutusu var ahşaptan gerçekten çok hoş onun üzerinde birşeyler yapmayı deniyeceğim bakalım nasıl olacak :)
Değerlendirmek istiyorum umarım becerebilirim :)
Şimdilik bu kadar bir resime bu kadar dil dökülür mü dimi :)
Sevgiler...

2 Nisan 2009 Perşembe

Kısa Ve Öz...


Hava iki gündür güllük güneşlikti ne güzel, bugünü karamsar bir havayla karşıladım. Tabi karamsar bir ruh haliylede. Nedense hiç sevemedim böyle havaları. Küçükken hava ne zaman kapalı olsa yatar uyurdum uyandığımda belki güneş çıkar ümidiyle. Ama çıkmazdı tabi. Şimdi yatıp uyumuyorum inatla dışarıyı izliyorum pencereden, gök yüzüne bakıyorum. ''Çıkmasanda ben burdayım'' diyorum güneşe. Hani hayata inat demek istediğim. O baş rolü oynasada ben sıranın bana geleceğini biliyorum.


Hava bulutluda olsa güneşi görebiliyorum, Hayat acımasızda olsa yaşayabildiğim gibi...



31 Mart 2009 Salı

Noktalı Mim :)

Sevgili aylin tatlı şurubum beni mimlemiş. Konusu çok güzel bir mim. Ve insanı şöyle bir alıp geçmişe götürüyor. Eminim mimlenen bütün arkadaşlar büyük bir zevkle bu noktaları dolduracaklardır. Ben başlıyorum bile :))

1. Çocukken .......... kaçırdım.
Çocukken çok sevdiğim şahin adlı kuşumuzu elimden kaçırdım.
2.Çocukken........yoksundum.
Çocukken parka gitmekten yoksundum. Çünkü köyde yaşıyorduk ve köyümüzde park yoktu. Bu nedenle ilçeye gideceğimiz zamanı iple çekerdim :)
3.Çocukken ........ yaralanmış olabilirim.
Çocukken çok koştuğum için mahallede düşüp yaralanmış olabilirim :))
4.Çocukken ........ olmayı hayal ederdim.
Çocukken Polis olmayı hayal ederdim. Bayan polisleri gördüğümde hayranlıkla bakardım :) Ama olamadım çünkü boyum tutmadı :)))
5.Çocukken ....... isterdim.
Çocukken bende hep oyun oynamak isterdim :))
6.Evimizde asla yeterli ....... olmadı.
Evimizde asla yeterli baba sevgisi olmadı. Babam sevgisini belli edemeyen biriydi çünkü hala da öyle :)
7.Çocukken daha fazla .......... ihtiyaç duyardım.
Çocukken daha fazla oyuncağa ihtiyaç duyardım. Şimdiki çocuklar gibi selelerce oyuncağımız yoktu çünkü, bezden bebeklerimiz vardı. Bir kaç tane de barbie :)))
8.Bir daha asla ........... göremeyeceğim için üzgünüm.
Bir daha asla çocukluk arkadaşlarımı göremeyeceğim için üzgünüm. Hepimiz ayrı ayrı yerlerdeyiz çünkü :)
9.Yıllar boyunca ......... merak ettim.
Yıllar boyunca başkalarına neden hep çok değer verdiğimi merak ettim. Fazla değer vermemeyi birgün öğrenmeliyim :))
10. .......... kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.
Bende okul hayatımdaki kaybımdan dolayı hep kendimi suçladım.

Bu güzel mim için sevgili Aylincime çok teşekkür edip bende Sevgili
Bana-Dair ve Düş Hekimine paslıyorum :)) doldurun bakalım noktaları :))

18 Mart 2009 Çarşamba

Mutluluk Ve Ben...



Sevgili Bulut beni mimlemiş. Bu güzel konulu mim için kendisine çok teşekkür ediyorum.

Benim için mutluluk demek sanırım anlık hazlardan oluşuyor. Yada beni mutlu etmek çok kolay bilemiyorum :)

İlk aklıma gelen pazartesi gün ki on numara çekilişde 6 tutturduğumda yaşadığım mutluluk oldu nedense :)) 2.50 liralık kupon ücreti yerine 1.50 lira kazamış olmakta beni mutlu etti çünkü hiç birşey kazanamama ihtimalimde vardı.

Uzun zamandır göremediğim birini görmek, sıcak bir merahaba demek de mutluluklarımın arasındadır her zaman.

Yüzlerin bile gülmediği zamanda gözleri gülen birini görmek en büyük mutluluğum.

Oğlumun sıcacık, ufacık pamuk ellerini tutup uyumak, onu uyurken seyretmek mutluluğum.

Eşimi gözlerinden öpmek mutluluğum :)

Gurbette olsamda yüreğimi hissettiğim yerde olmayı hayal etmek mutluluk.

Hiç tanımadığım birine gülümseyebilmek mutluluğum.

Başkalarını kendimden çok düşünebilmek benim mutluluğum.

Kışın dondurma yemek, çay yerine türk kahvesini tercih etmek, eşimle birlikte çalıp şarkı söylemek, balkonda çekirdek çitlemek, bitter çikolata yemek, eşimle içmek ve sadece benim sarhoş olmam :)), dost muhabbetleri vs..... diye gider mutluluğum.

Dediğim gibi çok küçük şeylerden de mutlu olmasını bilen biriyim. Ve bu yönümü çok seviyorum. Zayıf değilim, güçlüyüm ama alçak gönüllüyüm sanırım :) Bazılarının dediğine göreyse ''saf '' ım :)) Olsun ben ''saf''ken de mutluyum. Eğer başkaları benimle yada benim sayemde mutluysa benden mutlusu olamaz zaten.
Herkes sayısal loto dan 6 isterken ben 6 çıkmasın diye dua ederim :))
Hayatımdan, yaşam şartlarımdan memnunum böyle yaşamaktan mutluyum. Az yada çok birşey istemiyorum. Ben ''ben'' olarak mutluyum...

Peki seni neler mutlu eder muhabbet çiçeğim :)











1 Mart 2009 Pazar

Anladım Anladım Bitsin...

Facebook ta gezinirken bu klibe rastladım. Benimde sevdiğim bir parça. Sözlerinin ve müziğinin yeri apayrı zaten. Söz ve müzik bir parçada ancak bu kadar bütünleşebilir. Dinlerken fazla derine dalmayın boğulursunuz :) İnsanı şöyle bir alıp götürüyor, ama geri geliyorsunuz merak etmeyin :))

24 Şubat 2009 Salı

Hastahane Günümüz :)


Merhabalar,
Bu sabah 09:00 gibi evden çıktık doktora gitmek için. Kuzuma hiç birşey yedirmeden açı açına çıktık tabi :( Hatta tuvalete bile götürmedim belki idrar tahlilide isterler diye. Bu nedenle bir tane de yedek pantolon koydum çantama ne olur ne olmaz diye. Gittik bugün ki doktorun odasına gönderdiler. 15 dk kadar bekleyip muayeneye girdik. Yine ilk olarak sırtını dinledi tabi :) tükrük için kültür aldı azğızdan, kan tahlili ve ciğer filimlerini istedi bu kez. Evet ilgi birden arttı :) gittik kültürü teslim ettik kan alma odasına girdik ama soykan hemen anladı birşeyler olacağını :)) Başladı çığlığa, daha birşey olmadan ağlıyor :)) Sonra oturulan koltukta alamayız daha küçük dediler. Bir tane oda ya girdik sedyeye yatırdık. Ama bu sefer de damarı yok yani var da yok :)) bulamıyorlar. İki kolunu da aradılar sonunda sol kolunda minicik bir damar buldular. Tabi soykan geçen 5 dk boyunca hep çığlık attı :)
2 tüp kan alındı bebişimden. Tabi bu arada ağlarken bizim ki çişini de kaçırdı :) İyi ki çantama pantolon koymuştum yoksa rezil olacaktık ( sopa ) :) Hemen gittik tuvalette değiştirdik üzerini. Sonra röntgen için sıra aldık sıramız gelince girdik orda da bastı çığlığı :))
Ne çok ağlıyor benim oğlum laf aramızda birde çok korkak :))))
Yatırdık sedyeye üzerini tam çıkarmadan sadece kazağını çıkarttı doktor üşümesin dedi tşörtle çekildi röntgeni tabi bu 2-3 dk süre içerisinde hala ağlıyor bizim ki :)
Doktorda bana diyor ki gelmeden önce ev de anlatın röntgen çekileceğini :)) sanki çocuk 10 yaşında daha 3 yaşına girmedi benim kuzum nerden anlasın üstelik tam kounşmuyo bile anlarmı röntgeni falan :) Neyse tahlil sonuçları öğleden sonra alıncak dediler. Saat 1 gibi eve geldik eşim şuanda hastahanede sonuçları bekliyor inşallah hepsi temiz çıkar. Sonucu yazıma kısa bir not olarak ekleyeceğim :)
Son olarak bugün doktora gittik ya bizim ki turp gibi oldu ( sopa ) :)))
Arada bir burnu akıyor iki öksürüyor o kadar dün akşama kadar gözlerinden yaş damlıyordu :)
Çocuk işte...
Herkese bol sağlık diliyorum hasta olanlara da acil şifalar.
Sevgiler.
Not: Çok şükür sonuçlarımız temiz çıktı :) Sadece kan değerleri biraz düşükmüş o kadar. Buna da şükür. Allah hasta olan herkese acil şifalar versin. Çok zor gerçekten. Takibiniz için hepinize çok teşekkür ederim.

23 Şubat 2009 Pazartesi

Sıradan birgün ve oğluşum hasta :((


Bugünde sıradan birgün benim için, oğlum yaklaşık 10 gündür rahatsız. Bir çok belirti var vücudu iflas etmiş durumda sanki :(

Ateş, öksürük,nezle,grip en başlıca belirltileri. Gözleri öyle baygın ki bakarken hiç hali yok kuzumun. Günlerdir böyle. 2 kez doktora götürdük ama tek yaprıkları şey steteskopla sırtını dinlemek ve boğazına bakmak. Bu kadarcık muayeneyle herşey tamam sağlık karnesine 3-4 ilaç yazdı gönderdi bizi. Günde saat başı 5 tane ilaç kullanıyorum ama hiç birşey fayda etmiyor. Bugün hastane müdürünü arayıp derdimi anlattım. Tabi anlayacağı dilden. Yoksa iyi niyet herşeyi çözmüyor. Bazen sesin yükselmesi gerekiyor ki adam yerine konulasın. Öğeleden sonra gelin ben ilgilenicem sizinle dedi. Birazdan hazırlanıp gideceğiz oğlumla bakalım nasıl bir ilgi göreceğiz bu sefer. Film çekmeklerini isteyeceğim. Çok kötü tıkanık ciğerleri nasıl öksürüyor kuzum. Öksürmemek için nefesini tutuyor :(( Annesinin kara kuzusu o, canım oğlum benim inşallah kısa sürede iyileşirsin o gülen gözlerin yine gülümseyerek bakar bana.
İnşallah bu kez beklediğim sonucu alırım. Yarın gelişmeleri aktarırım artık bu aralar kendime fazla zaman ayıramıyorum bu nedenle de içimdekileri yazıya aktaramıyorum.
Sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacım var. Kendimi çok fazla yoruyorum. Şu günler bir geçse, şu sıkıntılar bir bitse başka birşey istemiyorum.
Neyse Allah dermansız dert vermesin yine de.
Sevgiler şimdilik.

20 Şubat 2009 Cuma

Biri Bizi İzliyor Mu ?


Dün akşam haberlerinde bu haberi izlediğimde gerçekten ürktüm. görüntü son derece ürkütücü ve ilginçti. gökyüzündeki bir bulut'un bu şekilde bir hal alması ve bizi izler gibi görünmesi gerçekten çok ilginç. İnsan bazı şeyleri düşünmeden edemiyor. Görmeyen arkadaşlarımız olabilir diye sizlerle de paylaşmak istedim. Bu görüntü Konya'nın bir köyünde çekilmiş. 18 yaşındaki bir genç amcasıyla birlikte sabahın erken saatlerinde işe gitmek için sokağa çıkıyorlar ve gökyüzündeki bu ilginç görtüyü fark edip cep telefonuna kaydediyorlar.
Ben videoyu ekleyemedim ama sayfa linki veriyorum izlemek isteyenler olursa bu linkten izleyebilirsiniz.

Biraz daha uğraştım ve videoyu ekledim. Burdan izleyebilirsiniz.

19 Şubat 2009 Perşembe

19.02.1985 Ingaaaaaa


Evet bugün benim doğum günümdü malumunuz bayanların yaşı sorulmaz ama ben başlıkta da belirttim kaç yaşıma girdiğimi sormanıza gerek kalmadı yani :)
24 olduk artık yaş kemale erdi gibi geliyor bana, neden derseniz garibime giden şeyler oluyor günlük yaşantımda yaşla ilgili mesela tv de bi yarışma programında kızın yaşını soruyorlar 21 diyor ben kalakalıyorum öylece :)) Benden bile küçük diyorum :)) Bu aralar iyice demeye başladım bunu kendime ilerleyen yaşımla birlikte komplekslerimde ortaya çıkmaya başladı sanırım :))
Bu arada bu kadar geç yazmamın nedeni sabahtan bu yana internetimiz yoktu hatlarda arıza varmış. Şans işte :)) Neyse geç oldu ama 24 den önce yazmayı başardım :)
Özel bir planımız yoktu doğum günüm için eşimse unutmuştu ben hatırlattım :))
O kadar yoğun ki bu aralar günlerden ne, ayın kaçı onu bile bilmiyor aşkım :))Ama sorun olmadı benim için anlıyorum onu.
Sadece en sevdiğim muzlu pastadan aldık pastaneden iki koca dilim yedim :))
Birazdan da film izleyeceğiz birlikte. Son olarak iyi ki doğmuşum diyorum :))
İyi ki varım, iyi ki varsınız...


17 Şubat 2009 Salı

Ödül Sırası Bende :))


Evet hayatımda ilk kez bir ödüle layık görüldüm :) Tabi okul hayatımdaki katıldığım müsamerelerden aldığım hediyeler hariç :))
Sevgili Bulut bu ödülü bana layık görmüş sağolsun. Kendisine burdan bir kez daha teşekkür ediyorum. Benimde layık gördüğüm birileri var tabi gerçi biraz git-gel olacak ama daha önce bu ödülü alan arkadaşlarım bi teşekkür etseler de yeterli :))
Blog arkadaşlarım kısıtlı olduğu için bu şekilde bir uygulama yapmaya karar verdim :)
Öncelikle Blog açmama yardımcı olurken tanıştığım arkadaşım Berrin'e :)
Sonra Aylincim'e. Sonra sevgili Muhabbet Çiçeğim'e. Sonra sevgili Kum Saati'ne. Sonra sevgili Özlem'e. Son olarakta iade sanmaması dileğiyle sevgili Bulut'a :))
Bende seni bu ödüle layık gördüğüm için geri gönderiyorum.

( ödülüme gülmeyin lütfen bunu bulabildim :))))))))))) )

16 Şubat 2009 Pazartesi

Umut Ve Umutsuzluk...


Uzun uzun zaman oldu bloguma içimi dökmeyeli, kendi halimde bir insan oldum son zamanlarda elimi ayağımı çektim herşeyden. Ne açıp okudum yazılanları nede yazmak geldi içimden. Arada dalgalanırya deniz, dalgalar kıyıya doğru çarpar hırçınca işte bende dalgalandım bu ara. Dalgalarım kıyıya çarptıkça hızla, içime kapandım korkudan. Geri çekildim her bir dalgada. Her güne biraz daha iyi başlamak istedim ama olmadı. Gel-Git ler yaşadım en çok da. İnsan bazen derin bir kuyuya hapsolmuş bulur kendini. Çıkmak için tek çare kendisidir ve ne zaman isterse o zaman çıkar o kuyudan. Ta ki içindeki ses ona '' hadi artık '' diyene kadar. Önümde iki yol vardı sadece, ya umut edip bu karamsarlıktan çıkmak, hayatın tadına varmak. Yada umutsuzluğuma kapılıp kendi içimdeki umutsuzlukla yaşamaya alışmak...
Ben içimdeki sesi dinledim ve çıkmak için ilk adımımı attım yer yüzüne :)
Umarım bir daha tökezlemez ayağım, zira düşmek istemiyorum o kuyuya çıkması gerçekten zor ve zahmetli :))

Hepinize sevgiler...

4 Ocak 2009 Pazar

2009'da sizi neler bekliyor ? :))


2009’da Sizi Neler Bekliyor?

2009' da neler olacak? Hayatınızda neler değişecek? İşinizde istediğiniz konuma gelebilecek misiniz? Aradığınız aşkı bu sene mi bulacaksınız? 10 soruluk testin sonucunda tüm bunları öğrenebileceksiniz ama unutmayın bu test eğlence amaçlıdır ve sonuçlar bilimsel değer taşımaz.

Nihayet Zafer

2008 sizin için hayli zorlu bir yol oldu, hayalini kurduğunuz bir çok şey, “tam eriştim” derken ufak sebepler yüzünden elinizden kayıverdiler. “Bu kadar da şanssızlık olmaz” dediğiniz anda karşınıza yeni bir fısrat çıktı, daha doğrusu yeni bir fırsat bir umut doğduğunu düşündünüz ama mutluluk ve başarı yine elinizden kaçıverdi. Siz tüm yıl boyunca bunları bir şanssızlık olarak düşündünüz ama aslında bunlar 2009 un biriken fırsatlarıydı. 2009 da 2008 in kaçmış tüm fırsatları tek tek kucağınıza düşecek, bu yıl verdiğiniz ve karşılığını alamadığınızı düşündüğünüz tüm emekler 2009 da meyvelerini verecek. 2008 de kapısından umutla döndüğünüz ama sonra bir haber alamadığınız iş görüşmeleri oldu, tam aşkı buldum derken arkasından bakakaldığınız hüzünlü başlangıçlar yaşadınız, tam kendimi kanıtladım derken tepetaklak olduğunuz başarısızlıklar yaşadınız .Tüm bu nedenlerden dolayı 2008’in kötü anacağınız bir yıl olduğunu düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz! Çünkü 2008 size büyük acılar vermedi, kaldıramayacağınız dertlerle karşılaştığınız bir yıl olmadı, sadece, tabir yerindeyse; sizin dayanma gücünüzü ölçen bir yıl oldu. Sizi 2009 da yaşayacağınız mutluluklara hazırladı. Unutmayın 2009 ‘da ne yaşarsanız yaşayın bunların hiç biri tesadüf olmayacak, yaşayacağınız tüm mutluluklar, tüm heyecanlar 2008 de ektiğiniz tohumların yani sizin bireysel çabalarınızın meyveleri olacak.

Benim test sonucumda bu çıktı zafere ulaşmama az kalmış :)) Hadi bakalım :)
2009 sizlere ne getirecekmiş test edin görün :)

***
http://testyourself.tr.msn.com/test/yeniyil/Test.aspx***